Maçın en büyük kırılma anları Aboubakar’ın üç pozisyondan birini gol yapamamasıydı; birinde kaleyi tutturamadı, ikisinde Uğurcan’ı geçemedi. Hele son dakikada kaçırdığı, daha doğrusu kaptanın çıkardığı, maçın skorunu belirleyecek bir pozisyon vardı ki…
En sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyelim; üç puanı hak eden, ne yaptığını bilen taraf Hatayspor’du. Kısıtlı imkanlar, zor şartlar altında elinden gelenin en iyisini yaptılar, nasıl oynanması gerekiyorsa o şekil oynadılar; bazen oyunu kendi yarı alanında kabul ettiler, kaptıkları topları hızlı adamlarıyla buluşturup sonuca gitmeye çalıştırlar, bazen üçüncü bölgede çoğalıp oyunu ördüler. Golü de ceza sahasının dışından attıkları şutla buldular; bordo-mavili oyuncuların henüz maça ısınamadığı, uyuduğu dakikalardı! Bu gol Hataysporlu oyuncuların özgüveninin yerine gelmesine yetti de arttı bile.
Kimse Trabzonspor’un eksikleri vardı falan demesin. Zira iki takımı kantara koyduğunuz zaman Trabzonspor tarafı açık ara fark atar! Gel gör ki bordo-mavililer bırakın iyi oynamayı, pres dahi yapmadılar, yapamıyorlar. Gününde olmayabilirsin, kötü oynayabilirsin tamam da insan hiç değil pres yapar.
Oynayanlar nihayetinde Trabzonspor’un oyuncuları, iyi oldukları için transfer edilmişler. Öyle ya onca eksiğin olduğu haftalarda forma şansı bulmak her oyuncuya nasip olmaz. Dememiz o bazı oyunlar bu şansı elinin tersiyle itmeye devam ediyor.
Enis Bardhi ‘ağam bizimle eğleniyor’ anlayışında ısrar ederse, Draguş, ayağına topu her aldığında arkadaşlarıyla oynama yerine kafasına göre takılırsa olacağı budur ve o karşılaşmada ne iyi oyun çıkar ne de iyi sonuç alınır. Çünkü iki eksik oynuyorsunuz demektir.
Bardhi’nin kalecinin olmadığı sadece rakip defans oyuncusunun kalede olduğu dakikada kaçırdığı pozisyonu, topu boş kaleye yuvarlama yerine defans oyuncusuna isabet ettirmesinin izahını yapmak golü atmaktan daha zordur! Adama sorarlar ‘bu pozisyonu atamazsan hangisini atacaksın?’
Diğer oyuncular iyi miydi sanki; yapılan pas ve pozisyon hataları, çıkarken kaptırılan toplar saymakla bitmez, başrollerde tabi ki Draguş. Romen oyuncuya birileri Trabzonspor’da oynadığını, futbolda yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmalı, bu kadar gamsız, vurdumduymaz olunmaz, bu denli şahsi oynanmaz. Yeteneklerini bilmesek, tanımasak…
Uzun lafın kısası geçtiğimiz hafta ilk galibiyetini alan bordo-mavililer, bir seri yakalama adına Hatayspor maçını da kazanmak istiyorlardı ancak bu sezon beraberliğe abone oldukları için tarifenin dışına çıkmadılar, çıkamadılar!
(Milliyet)