Kalp cerrahisi denince pek çok kişinin aklına ciltte oluşan ameliyat izleri gelmektedir. Ameliyat sırasında açılan kesiklerin boyutu hem ameliyat sonrasındaki iyileşme sürecini zorlaştırmakta hem de hastayı hem ameliyat öncesinde hem de ameliyat sonrasında psikolojik açıdan etkilemektedir.
Öyle ki bazı hastalar ameliyat izinin oluşturduğu psikolojik baskı sebebiyle ciddi sorunlar yaşayarak destek alma ihtiyacı bile hissetmektedirler. Durum böyle olunca tıp alanındaki pek çok doktor açık kalp ameliyatlarını daha küçük kesikler ile yapmaya çalışmaktadır.
Küçük kesikler ile ameliyatın yapılması durumunda hem iyileşme süreci daha rahat olacaktır hem de kişinin ameliyat izi önemli ölçüde azalacaktır. Minimal invaziv teknikleri de kalp cerrahisi uygulamalarını minimum boyuttaki kesikler ile yapmayı hedeflemektedir.
Daha Küçük Ameliyat İzleri İçin Minimal İnvaziv
Minimal invaziv uygulamaları her geçen gün hem ülkemizde hem de dünya çapında büyük önem kazanmaktadır. Uygulama için doktorlar farklı yöntemler tercih edebilirler ancak uygulama ilk olarak göğüsün alt bölgesinden kesik açılarak yapılmaya başlanmıştır ve en sık uygulamalar da bu şekilde olmaktadır.
Minimal invaziv tekniği her ne kadar hasta için şartları daha iyi hale getirse de her durumda uygulanması mümkün değildir. Bu teknik en çok kalp kapak değişimi durumunda uygulanmaktadır. Hastaya bu tekniğin uygun olup olmadığına karar verecek kişi doktor olduğu için en önemli görüş doktora aittir.
Doktorun onay vermesi durumunda ameliyat minimal invaziv tekniği ile yapılabilir. Teknik temelde 20 cm’ye kadar olabilen açık kalp ameliyatı kesiklerinin hastanın durumuna göre 5 ile 10 cm arasında düşürülmesini sağlar.
Bunun yanında kesik, göğüsün alt bölgesine taşındığı için özellikle kadınlarda ameliyat sonrasında ameliyat izi neredeyse hiç belli olmamaktadır. Teknik hastalığın iyileşme sürecini kısaltması ve konforu arttırması dışında estetik görünümde önemli bir bozukluk sayılan büyük yara izlerine sebep olmadığı için pek çok kişi tarafından tercih edilmektedir.
Minimal İnvaziv Uygulaması, Riskleri ve Tedavi Süreci
Minimal invaziv uygulamasında cerrahın yaptığı ameliyat klasik kalp ameliyatlarından farklı değildir. Kalp üzerinden uygulanan işlem aynı olmakla birlikte sadece kesik açılan bölge farklılık göstermektedir. Bu nedenle ameliyatı yapan doktorun minimal invaziv tekniğinde uzman olması durumunda klasik ameliyatlar ile bir farkı yoktur ve daha fazla risk oluşturmaz.
Hastanın ameliyattan sonraki iyileşme süreci önemli ölçüde kısalır ve iyileşme sürecine yaşanan acılar, ağrılar önemli ölçüde azalır. Ameliyattan sonra taburcu olma süresi kısalır, genellikle hastalar bu teknik ile ameliyat olduklarında 7 ile 12 gün arasında taburcu olurlar.
Bu sürenin sonunda taburcu olan hastaların kondisyonlarına ev istirahati süresince de dikkat etmeleri özellikle yüksek eforlu zorlayıcı faaliyetler yapmamaları son derece önemlidir. Ameliyat sonrasın hasta kişisel ihtiyaçlarını gidermekte zorluk çekmez ve kısa sürede kendi işlerini yapar hale gelir.